Merhaba,

Bir süredir üzerinde düşündüğüm ama yazıp yazmamak konusunda ikilemde kaldığım kendi kişisel tecrübem hakkında yazmak istedim. 

Hayatımın bir döneminde kendimi psikolojik anlamda kötü hissettiğim ve işin içinden çıkamadığım günler yaşadım. Yataktan çıkmak istemediğim, duş almak, saçımı taramak, yüzümü yıkamak hatta bir şeyler yemek istemediğim berbat günlerdi. 

Ağır bir depresyona doğru hızla giderken ve elimden hiçbir şey gelmezken annemin ısrarıyla psikolojik destek almaya karar verdim. (Aslında annem beni inanılmaz zorladı ve onun daha fazla üzülmesini istemedim.) 

Psikoloğa gittiğim ilk gün kapıdan çıktığımda inanılmaz gergindim. İlk seansın sonunda psikoloğun işini bilmediğini düşündüm. Çünkü devamlı sorular sormuş ve beni konuşturmuş ama hiçbir yorumda bulunmamıştı ve teşhis koymamıştı. Hatta son olarak ona ‘Ben deliriyor muyum?’ diye sordum. Ona bile cevap vermemişti. Evet mi? Hayır mı? Ne bu şimdi… Nazikçe gülümsedi ve ‘Bir sonraki seansta görüşelim.’ dedi.  

O gün sinirli bir şekilde hastaneden çıktım. Anneme benim derdime psikolog bile çare bulamadı baksana, ben bir daha gelmem dedim. Annem de akıllı kadın, ‘Yazık, bir sonraki seansın da ödemesini yapmıştım, yanacak.’ dedi. 

İyi ki bana o yalanı söylemiş. Psikoloğum ile terapilerim ikinci seanstan sonra da devam etti. Çok şükür o depresyon sürecini atlattım. 

Nasıl atlattığımı anlatmayacağım ama psikoloğumun verdiği ödevlerden birinin bendeki büyük etkisini anlatacağım. Belki size de katkısı olur. 

İçinden çıkamadığın bir durumda olduğunu, daraldığını, nefes alamadığını hissettiğinde dışarı çık ve yürü demişti. Yürürken yapmam gereken şeyler ise bir liste halinde aşağıdaki gibiydi.

  • Yalnız başına yürümek,
  • Yürürken etraftaki sesleri dinlemek,
  • Derin derin nefes almak,
  • Arada durup gökyüzüne bakmak, Güneşin parlaklığı veya ay ve yıldızların ışıltısını izlemek,
  • Ormanlık bir alandaysam ağaçları ve bitkileri seyretmek için kısa molalar vermek,
  • Düşüncelerin yürürken bedenimden akıp gittiğini hissederek yürümek,

Bu yürüyüşü dinginliğe ulaştığım anda bitirmemi ve dönüş yolunda da neşeli şarkıların olduğu müzikler dinlememi istedi. 

İlk günler çok zorluydu ama sonrasında yeni fikirler, yeni düşünceler, bedensel huzur, içsel dinginlik, kaygılardan arınma hisleri bu yürüyüşlerim ile geldi. 

Sıkılganlığımdan kurtulmak için yeni hobiler edinme isteğim kendimle yürüdüğüm günlerden birinde bir panodaki ilan sayesinde oldu. (Bu süreci de başka bir yazımda anlatırım.) 

Artık psikolojik anlamda güçlendiğimde o süreçten bana kalan birkaç şeyden biri de yürümektir. 

O gün çok daraldıysam hemen kendime şu soruyu sorarım;

  • Kendinle bir yürüyüşe ne dersin?

Hava durumuna uygun giyinirim ve o sıkışmışlık hissi geçene kadar yürürüm. Dönüş yolunun bir noktasında kendime sarılırım ve ‘Canım kendim, iyi ki varsın, sen her çıkmazın içinden çıkarsın.’ derim.

Biliyorum ki birçoğunuz aynı süreçlerden geçiyorsunuz. Kendinizi yazımın başında bahsettiğim ruh halimdeki gibi hissediyorsanız mutlaka psikolojik destek alın. 

Şunu asla unutmamak gerekiyor; önce biz kendimizi değerli hissetmeliyiz ve önce biz kendimizi çok sevmeliyiz. Bu dünyada en değerli şey kendimiziz. 

Şimdi kocaman kendinize sarılın…

Sevgiler

Yazar

Yorum Yaz