Herkese merhaba,
Geçen ay kış/yılbaşı temalı filmleri anlattığım yazımdan sonra kış temalı filmler olur da kitaplar olmaz mı hiç diye düşündüm ve kışın bu soğuk günlerinde evde kalıp sıcak bir çay ya da kahve yanında okumak için güzel bir kitap listesi hazırladım. Seçtiğim bu kış kitaplarını okurken belki siz de bana eşlik etmek istersiniz.
Umarım severek okursunuz. Şimdiden herkese keyifli okumalar dilerim.


BİR KIŞ GECESİ EĞER BİR YOLCU – ITALO CALVINO
Calvino’nun yazarlık dehasını konuşturduğu, Calvino’nun Calvino’yu okuduğu, okurluk ve yazarlık üzerine bir başyapıt.
BİR NOEL ŞARKISI – CHARLES DICKENS
Geçen ayki yazımı okuyanlar bu kitabı hemen hatırlayacaktır. Çünkü filmi ve animasyonundan bahsetmiştim. Filmleri merak edenler yılbaşı temalı filmler yazıma bakabilirler.
Kitabın konusunu bilmeyen yoktur fakat kısaca bahsedecek olursam huysuz, açgözlü ve Noelden nefret eden Scoorge yedi sene önce ölmüş ortağı Marley tarafından ziyaret edilir ve 3 gece boyunca 3 farklı hayalet tarafından ziyaret edileceğini öğrenir. Bunlar, geçmişin, şimdinin ve geleceğin hayaletleridir.


DOĞU EKSPRESİNDE CİNAYET – AGATHA CHRISTIE
Gece yarısından hemen sonra, bir rüzgârla oluşan kar yığını, dağlık Balkanlar’dan geçerken Doğu Ekspresi’ni durdurur. Lüks tren yılın bu zamanı için şaşırtıcı derecede doludur ancak sabaha kadar trendeki bir yolcu azalacaktır. Bu kişi de Amerikalı bir iş adamıdır. Kompatımanında onlarca kez bıçaklanmış olarak yatıyordur ve şaşırtıcı bir şekilde kompartımanının kapısı içeriden kilitlenmişdir. Yolculardan biri ise tatilde olan dedektif Hercule Poirot ve katili bulmak da ona düşer.
GECENİN SONUNA YOLCULUK – LOUIS FERDINAND CELINE
Louis Ferdinand Céline’in, bugün hâlâ güncelliğini koruyan, insanı derinden etkileyen, içine çeken bu başyapıtı, “İşte böyle başladı” diyerek okuru Birinci Dünya Savaşı’ndan Afrika’daki Fransız sömürgelerine, oradan Amerika’ya, derken Paris’in varoşlarına ve gecenin sonuna kadar uzanan ürpertici bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap 1932’de Fransa’da ilk yayınlandığında çoğu eleştirmeni şok etmiş, ancak Avrupa’da ve daha sonra 1952’de Amerika’da okuyucu kitlesiyle başarıya ulaşabilmiş.


KAR – ORHAN PAMUK
On iki yıldır Almanya’da sürgünde olan şairin Türkiye’ye dönüşünden dört gün sonra, bir röportaj için Kars şehrine gider ve hiç durmadan yağan karın altında sokak sokak, dükkan dükkan bu hüzünlü ve güzel şehri ve insanları tanımaya çalışır.
KAR KOKUSU – AHMET ÜMİT
Yarı otobiyografik bir roman olan Kar Kokusu’nda Sovyetler Birliği henüz dağılmamış ve Türkiye’de askeri diktatörlüğün en karanlık günleri yaşanıyor. Askeri diktatörlüğün istihbaratçıları Moskova’daki uluslararası okulda eğitim gören Türk devrimcilerin peşinde. Ve karlar üzerinde bir cinayet.


KİTAP HIRSIZI – MARKUS ZUSAK
Kitap okumanın yasaklandığı 1939 Nazi Almanyası döneminde Liesel karda gizlenmiş bir kitabı alır ve bu kitap onun hayatını değiştirir. Bu onun ilk kitap hırsızlığı olur fakat sonuncusu olmaz. Bundan sonra Liesel nerede kitap bulunursa çalmaya devam eder. Yasak olduğu halde kitap okunan bu evde bir de Yahudi saklanmaya başlayınca işler daha da tehlikeli bir hal alır.
VAHŞETİN ÇAĞRISI – JACK LONDON
İlk olarak 1903’te yayınlanan The Call of the Wild, Jack London’ın başyapıtı olarak kabul edilir. Londra’nın Kanada vahşi doğasında altın arayıcısı olarak deneyimlerine ve doğa ve varoluş mücadelesi hakkındaki fikirlerine dayanan The Call of the Wild, kırılmaz ruh ve donmuş Alaska Klondike’de hayatta kalma mücadelesi hakkında bir hikaye.